İçeriğe atla
JUSTSTANDART

Arca House: Mimari Bir Mirasın Güncel Yorumu

Belçika'nın Sint-Martens-Latem bölgesinde yer alan Arca House, 1966 yılında mimar Jean Van den Boggerde tarafından yalnızca altı ayda inşa edildi. Metal iskelet yapısı, simetrik yerleşim planı ve kemerli çatısıyla dönemin ötesinde bir anlayışı yansıtan bu modernist yapı, günümüzde mimar Frederic Hooft'un hem yaşam alanı hem de stüdyosu olarak hayat buluyor. 

JUSTSTANDART
JUSTSTANDART
JUSTSTANDART

Bir Çocukluk Hayalinin Peşinden

Frederic Hooft'un Arca House'a olan ilgisi çocukluk yıllarına uzanıyor. Yaklaşık yirmi yıl önce bu ikonik yapının içine ilk kez adım attığında, hayranlığı bir tutkuya dönüşmüş. "Sint-Martens-Latem'de yaşamayı hiç düşünmemiştim ama Arca House'ta yaşamak istedim. Bu evde özel bir şeyler vardı," diyor Hooft. Bu arzunun gerçekleşmesi ise yedi yıl ve sayısız görüşmenin sonucunda mümkün olmuş.

JUSTSTANDART

Estetik ve Anlamın Kesişimi

Mimar Van den Boggerde'nin, İtalyan eşi için kırsalda bile etkileyici bir yaşam alanı yaratma arzusu, bu mimari ifadenin temelini oluşturmuş. 2000'li yılların ortasından bu yana hem ev hem de bahçesi koruma altına alınmış olan Arca House, Frederic Hooft'un hassas dokunuşlarıyla bugünkü halini almış. "Evin karakterini değiştirmeden, görünmeyen ama hissedilen konforlar ekledim," diyen Hooft, banyoda özel tasarım seramikler ve halı kullanımı gibi detaylarla mekanın dokunsal kalitesini artırmış.

JUSTSTANDART

“Büyük ağaçlar ve güzel mobilyalar ilgimi çeker. Yeni arabalar değil.”

Ev, üst katında açık plan mutfak, yaşam alanı ve yatak odalarıyla yaşam için ayrılmışken, alt kat çalışma alanı olarak düzenlenmiş. Tavanlardaki kontrplak paneller ve Japon estetiğinden ilham alan bölücü yüzeyler, mekânı sade ama etkileyici kılıyor. Alt katta kullanılan masif meşe parke, üst katta ise kayın ağacı zemin ve sıva duvarlar dikkat çekiyor. Hooft’un bahçeye duyduğu sevgi de mimariyle bütünleşiyor. Hollanda’dan getirttiği 14 metrelik, 35 yaşındaki Gleditsia Sunburst ağacı, onun doğayla kurduğu bağın bir sembolü. “Büyük ağaçlar ve güzel mobilyalar ilgimi çeker. Yeni arabalar değil,” diyerek gülümsüyor.

JUSTSTANDART

Tekrar Edilmeyen Tasarımlar

İç mekânda ise vintage ve çağdaş tasarımlar arasındaki dengeyi kurmak Hooft’un uzmanlık alanı. Carlo Scarpa’nın koltuğundan Pierre Chapo’nun masasına, Muller Van Severen’in modern modüler kanepe tasarımına kadar uzanan koleksiyon, Villa Arca’nın mimari diliyle kusursuz bir uyum içinde. Başlangıçta sadece yaşamak için düşündüğü Villa Arca, zamanla Hooft’un tasarım pratiğinin merkezi haline gelmiş. “Her sabah Ghent’e gitmek istemediğimi fark ettim. Güzel evimi bırakıp kirli bir şehre gitmenin anlamı kalmamıştı,” diyor. Bugün, müşterilerini Villa Arca’da ağırlarken sadece bir proje sunmuyor, yaşam biçimini ve tasarıma bakışını da paylaşmış oluyor. “Her tasarımım kişiye özel. Asla aynı tasarımı iki kez yapmam,” diyerek mimarlık anlayışının özgünlüğünü vurguluyor.

JUSTSTANDART

Arca House, sadece mimari bir yapı değil; geçmişle bugünü, doğayla tasarımı, kişisel tutkuyla profesyonelliği buluşturan yaşayan bir manifesto.