Elliott Erwitt: Samimiyet, Mizah, Zarafet
Bir devir daha son buldu: Siyah-beyazın ve mizahi fotoğrafların ustası Elliott Erwitt, 95 yaşında vefat etti. Kariyeri boyunca fotoğrafçılık sanatını yeniden yazan, kendinden öncekilere de sonrakilere de yön veren, sanatıyla milyonlarca kişinin kalbine dokunan Elliott Erwitt’i en güzel fotoğraflarından oluşan bir seçkiyle hatırlamak istedik.
"O eski basit günlerde, film yıldızlarının fotoğraflarını çekebilir ve onları oldukları gibi, normal insanlar olarak gösterebilirdiniz. O zamanlar kendimi herhangi bir hareketin parçası olarak hissettiysem bu sadece istediğimi yapmak içindi: Gazetecilik yapmak ve uydurulmuş olanı değil, aslında var olanı fotoğraflamak için."
Kariyeri süresince dünyanın dört bir yanında önemli insanların ve anların fotoğraflarını çeken Elliott Erwitt, fotoğraflarında farklı motifleri bir araya getirerek kendisine has bir tarz ortaya çıkarttı. Siyah beyaz fotoğrafları, hayvan özneleri ve mizahi kompozisyonları, elbette ki Elliott Erwitt’e kendi tarzını kazandıran motiflerden bazılarıydı. Lakin o, bundan çok daha fazlasıydı.
Bireyselden Evrensele
Elbette samimiyet onun fotoğraflarının en önemli noktasıydı: Romantik aşktan da platonik sevgiden de bolca beslenir, çiftlerin fotoğraflarını çekerdi. Örneğin bir anne ile bebeği arasındaki bağı öylesine fotoğraflamıştı ki bu görsel, dil ve kültür sınırlarını aşan bir noktaya gelmişti. Tamamen şahsi ve duygusal bir anı öyle samimi bir şekilde yakalamıştı ki böylesine kişisel bir konuyu evrensel bir dille anlatmayı başardığını hissedebiliyoruz.
Peki Elliott Erwitt'in fotoğrafları kurgusal kompozisyonlardan ve incelikle işlenmiş tekniklerden mi ibaretti yoksa o anda yakalanan anlık pozlamalar mıydı? Aslında bu sorunun hiçbir önemi yok zira hissettirdikleri son derece gerçek.
Elliott Erwitt, yalnızca çiftlerin fotoğraflarında değil, ünlü insanların portrelerini çektiğinde de samimiyet duygusunu hep ön plana koyuyordu. Fotoğrafın öznesi ile alıcısı arasında adeta bir tanışıklık hissi yaratıp gerçek hayattaki o mesafeyi kapatabiliyordu.
“Fotoğraf çekmenin asıl amacı, bir şeyleri anlatmak için kelimelere ihtiyaç duymanın gerekmemesidir.”
Elliott Erwitt; Marilyn Monroe, Montgomery Clift, Clark Gable gibi birbirinden önemli isimlerin hem fotoğraflarını çekti hem de onlarla ortak çalışmalar yürüttü. Kariyeri boyunca hem serbest olarak çalıştı hem de bir ekibe dahil olup görsel medyada yer aldı. Üstelik dahil olduğu grupları da her daim ileriye taşıdı: Magnum Photos’a dahil olarak çalışan Elliott Erwitt, üç sene boyunca bu grubun da başkanlığını yaptı.
“Sadece etrafınızdakileri önemsemeli, insanlığa ve insan komedisine ilgi duymalısınız.”
Elliott Erwitt, yalnızca komik ve samimi fotoğraflar çekmekle kalmadı elbette. Politik fotoğraflarıyla da gündeme damga vurdu. Öyle ki Nixon ve Khrushchev arasındaki ünlü tartışmayı fotoğraflayan efsanevi fotoğrafçı olarak kayda geçti.
Erwitt'ten İlhamla, Fotoğrafçılara Özel Ürünler
Standartlar Yeniden Belirlendi
Her ne kadar barışçıl temaları görsek de döneminin standartlarını yıkmakta da bir sakınca görmedi Erwitt. Işıktan ziyade karanlık, keskin bir odaktan ziyade dağınıklık ve geleneksel kompozisyonlardan ziyade deneysel fotoğraflar ile denemeler yaptı. Döneminin önde gelen fotoğrafçılardan bir tanesi olmasını sağlayan şeylerden birisi de zaten buydu.
“Benim için fotoğrafçılık, bir gözlem sanatıdır. Sıradan bir konumda ilginç bir şeyler bulabilmektir… Zaman içerisinde fotoğrafçılığın, gördüğümüz şeylerle pek alakası olmadığını ve aslında onları nasıl gördüğümüzle alakası olduğunu fark ettim.”
Gündelik hayatın içinde mizahi ve şaşırtıcı kareler bulabilen, alışılagelmedik kompozisyonlarıyla ve sıcak samimiyetiyle Elliott Erwitt fotoğrafları, günümüzde de gelecekte de fotoğrafçılar için önemli birer ilham kaynağı olacaklar. Orası kesin.